Ana Sayfa
     BEN KIMIM
     Iletisim
     Konuk Defterim
     Sayac
     Anketler
     Forum
     Gazete
     Haberler
     Link Sayfam
     Toplist
     Kayit ol
     Program indir
     Hatim
     Adamın Biri
     Ilgincler
     Komik Filmler
     Duvar Yazisi
     Tavsiyeler
     Komik Cevaplar
     Internet
     Komik Mektup
     Geyikler
     Delikanli
     Yalanlar
     Yazili Cevaplari
     Neden Okul
     Hitabe
     Ogrenci Marsi
     Ogret.sozleri
     Ogrt.adresleri
     Son sozler
     Replikler
     Yarismalar
     Mahk.sorulari
     Icatlar
     Acil Numaralar
     Ogr.sozlugu
     Veda Hutbesi
     Gunluk Dua
     Bilgiler
     Facebook
     IP adresiniz
     3 Sayfam
     Twitter sayfam
     INSTAGRAM
     sakli sayfalar
     Twitter takip et
     Benfotograflarim
     KURSBUDUR
     Face Sayfam
     IP numaran
     Duyuru panosu



Mustafa Serkan Kutlu - Haberler



7 Yaşındaki Kız Çocuğunu Zorla Öpen
admin tarih 27.08.2007, 13:40 (UTC)
 Balıkesir'in Bandırma ilçesinde doğalgaz tesisatı tamiri için geldiği bir evde, 7 yaşındaki kız çocuğunu zorla öptüğü öne sürülen bir şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Edinilen bilgiye göre, olay Paşakonak Mahallesi'ndeki bir evde meydana geldi. Eve doğalgaz tesisatı tamiri için gelen N.B. (19), evde anneannesi ile birlikte bulunan ilköğretim birinci sınıf öğrencisi E.Y. (7) isimli kızı, odada tek başına kaldığı sırada sıkıştırarak dudağından öptü. Küçük kızın korkması üzerine N.B. isimli şahıs, kıza bağırmamasını ve susmasını söyledi. Tamir işi bittikten sonra şahsın evden ayrılmasıyla küçük kız, anneannesi B.D.'ye tamircinin kendisini öptüğünü söyleyerek ağlamaya

başladı. Anneannenin durumu kızın anne ve babasına anlatmasıyla, aile Emniyet Müdürlüğü'ne giderek şikayetçi oldu. Polis tarafından gözaltına alınan şahıs, sorgusunun ardından 'küçük yaşta çocuğa cinsel istismar' suçundan çıkartıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi
http://www.haberler.com/7-yasindaki-kiz-cocugunu-zorla-open-sahis-haberi/
 

Çocuğunu çalıştıran babaya 4 ay hapis
admin tarih 27.08.2007, 13:39 (UTC)
 Diyarbakır Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü ile Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi tarafından yürütülen çalışma sonucu Türkiye'de ilk defa çocuğunu sokakta çalıştırmakta ısrar eden bir babaya 4 ay hapis cezası verildi. Bir yıldır yürütülen çalışmada, çocuğunu sokakta çalıştırmakta ısrar eden 17 aile hakkında suç duyurusunda bulunulurken, yaklaşık 180 aileye de ihtarname çekildi. Diyarbakır 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi Nuri Kaya hakkında, 9 yaşındaki kızını sokakta çalıştırdığı için 4 ay hapis cezası verdi. Kaya, çocuğunun sokakta çalıştığından haberi olmadığını öne sürdü. Kararın sevindirici olduğunu dile getiren Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zülfi Toman, şu an 250 dosyanın mahkemede bulunduğunu açıkladı. Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya ise, ailelerin çocuklarına olan ilgisizliğinden yakındı.
Yayın tarihi: 2 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: http://www.sabah.com.tr/2007/07/02//haber,2079ED76778F4686BC4341DE0601D406.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

http://www.memurlar.net/haber/80579/
 

7 yıl sonra gelen adalet
admin tarih 27.08.2007, 13:38 (UTC)
 İsmail AKDUMAN/SAMSUN,(DHA)
SAMSUN’da 7 yıl önce 14 yaşında olan D.Ç’yi kandırarak tecavüz eden, daha sonrada zorla fuhuş yaptırdığı iddia edilen 37 yaşındaki Kadir Şentürk 25 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Samsun’da 7 yıl önce meydana gelen olayda, iddiaya göre Kadir Şentürk, akrabalarının kızı D.Ç.’yi evlenme vaadiyle kandırarak cinsel ilişkiye girdi. Bir süre genç kızla aynı evde kalan Şentürk, daha sonra D.Ç.’yi tehdit ve baskıyla fuhuşa zorladı. Olayın ortaya çıkması üzerine kayıplara karışan Şentürk, polis tarafından aranırken 3 yıl önce de 16 yaşındaki E.C.’ye aynı tuzağı kurdu. Ancak yine kaçmayı başardı. 2 yıl önce yakalanan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen Kadir Şentürk her iki suçtandan da yargılandı. Ve geçen yıl E.Ç.'ye tecavüzden 15.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bugün de Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde D.Ç.’ye tecavüz suçundan son kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık Şentürk savunmasında, “Kendi isteğiyle birlikte olduk. Zaten kendisi para karşılığı ilişkiye giriyordu” dedi. Mahkeme Şentürk’e D.Ç.’ye tecavüz etmek, zorla fuhuş yaptırmak, alıkoymak suçlarından toplam 25 yıl 9 ay hapis cezası verdi
http://www.memurlar.net/haber/81058/
 

13 Yaşında 6 Aylık Hamile
admin tarih 27.08.2007, 13:37 (UTC)
 Samsun’da nüfus kayıtlarına göre 13 yaşında olan S.K.'yla, dini nikahla evlendirilen akrabasının oğlu 24 yaşındaki Durmuş K. ile kayınpederi ve kayınvalidesi, haklarında açılan ‘cinsel istismar’ davası kapsamında ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıkların tutuksuz yargılandığı davada S.K., “Kendi rızamla ilişkiye girdim. Kimseden şikayetçi değilim” dedi.


Çay Mahallesi’nde ailesiyle birlikte yaşayan S.K., 7 ay önce Durmuş K. ile dini nikahla evlendirildi. İki ailenin anlaşması üzerine düğün yapılarak evlendirilen küçük kız, 1 ay sonra hamile olduğunu düşünerek kontrol için Samsun Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi’ne gitti.
Doktorlar yaptıkları muayenede kendisinin 6 aylık hamile olduğunu belirleyip, yaşının küçük olması nedeniyle durumu hemen polise bildirdi. Gözaltına alınan ve çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan S.K.’nın annesi 53 yaşındaki Rabia K. babası 55 yaşındaki Mustafa K. ve imam nikahlı eşi Durmuş K. hakkında ‘15 yaşından küçük kıza cinsel istismar’ suçlamasıyla 3 yıldan 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Tutuksuz yargılanan sanıklar bugün ilk kez Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Duruşmada hazır bulunan damat adayı Durmuş K. yaptığı savunmasında, “Biz birbirimizi seviyoruz. Ailelerimiz anlaştı ve imam nikahı yaparak birlikte yaşamaya başladık. Yaşının büyütülmesi durumunda kendisiyle resmi nikah yaparak evleneceğim” dedi. Duruşmaya katılan küçük kızın babası Mustafa K. ise, “Kızımın gerçek yaşı 13 değil 18’dir.
Nüfusa kayıt yaptırırken bir yanlışlık olmuş. Yaşını büyütmek için dava açacağız. Sonra çocukları da resmi nikahla evlendireceğiz” dedi.
S.K. ise 6 aylık hamile olduğunu belirterek, “Ailemden beni istediler. Biz de evlendik. Kendi rızamla ilişkiye girdim. Kimseden şikayetçi değilim. Yaşım ailem tarafından nüfusa küçük yazdırılmış” diye konuştu. Mahkeme, sanıkların tutuksuz yargılanmasının devamına ve yaş tespitinin yapılmasına karar verip duruşmayı erteledi.
http://www.egitimgazetesi.com/read_news.php?nID=107088&group=0
 

BÜŞRA, 59 GÜNDE HAFIZ OLDU
admin tarih 27.08.2007, 13:37 (UTC)
 Kelkit'in Kızılca köyü Fatih Yatılı Kız Kur'an Kursu'nda kursiyer olan Büşra Mutlu'nun (15), Kur'an'ı 59 günde ezberleyerek büyük bir başarı göstermesi dikkat çekti.

2006 Eylül ayında Kur'an kursuna kaydını yaptıran Büşra'nın hafızasının güçlü olduğunu fark eden hocaları, hafızlık yapabileceğini belirtmeleri Büşra Mutlu için ilk kıvılcım olmuş. Bunun üzerine 14 Nisan 2007'de hafızlığa başlayan Büşra, kurs hocalarının yardımıyla hafıza tekniklerini kullanarak 59 gün sonra 12 Haziran 2007'de hafızlığı tamamladı. Bu başarıya çevredekileri inandıramayan kurs hocaları, Kelkit Müftülüğü'nden bir heyete mülakat yaptırarak Büşra'nın başarısını tescillettirdi.
Büşra'nın bu kadar kısa sürede hafız olmasında büyük emeği olan kurs hocası Hatice Şahin'in hafız yetiştirmekte kullandığı teknik ise herkese örnek olabilecek türden. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yüksek Lisans mezunu Hatice Şahin, 2006 yılı Eylül ayında Kelkit'te sözleşmeli Kur'an kursu öğreticisi olarak göreve başladı. Şahin, kendisi için uyguladığı bir teknikten yola çıkarak 59 günde nasıl hafız olunabileceğini ise şöyle özetliyor:
"Kendim hafız olduğum için hafızlığımı unutma endişesiyle lisans eğitimi alırken hafızamı güçlendirmek için hafıza teknikleriyle ilgili çalışmalar yaptım ve çok faydasını gördüm. İlk olarak aynı yöntemle 3 öğrencim 4 ayda Kur'an-ı Kerim'i ezberleyerek hafız oldu."
Uyguladığı teknikler sonrası bir sayfayı 1,5 saatte ezberleyen öğrencilerin aynı yeri 10 dakikada ezberleyebildiklerinin altını çizen Şahin, "Bu teknikler sadece öğrenciler için geçerli değil, çalışanlar da uygulayabilir. Belki onlar 59 günde hafız olamayabilirler; ama 5-6 ay gibi bir sürede Kur'an-ı Kerim'i çok rahat ezberleyeceklerine inanıyorum." şeklinde konuştu.
Uyguladıkları programın içerisinde haftada bir gün sinema saati, gezi ve pikniklerin de olduğunu belirten Şahin, sosyal faaliyetlerle birlikte öğrenmeyi eğlence haline getirerek başarı sağlanabileceğini ifade etti.
Hatice hoca ayrıca, kursa gelen öğrencilerinin aileleriyle görüşerek onların liseyi dışarıdan bitirmeleri için ön ayak olmuş ve öğrencilere edebiyattan fiziğe, tarihten İngilizceye kadar derslerine yardım etmiş.
Başarısıyla parmak ısırtan Büşra Mutlu ise, "Böyle bir başarı elde edebileceğimi tahmin bile edemiyordum; ama hocamın uyguladığı program ve yardımları ile Allah'ın nasip etmesiyle başardım. Ablam da hafız; ama o 2 yılda tamamladı. İdealim doktor olarak bu yeteneğimi o alanda kullanmak." dedi.
Rekor getiren ezber sistemi nasıl?
Önce sûreler kolaydan zora doğru sıralanıyor. Daha sonra bir sayfa alınarak 3'e bölünüyor. Önce ilk 5 satır, daha sonra diğer satırlar 5'er 5'er ezberleniyor ve daha sonra birleştirilerek tekrar yapılıyor. Sonra ikinci sayfaya geçiliyor. Onun ezberinde de aynı metot izlenerek sayfa ezberleniyor. Sonra 1 ve 2. sayfa tekrar okunuyor ve bu silsile 10 sayfa boyunca devam ettiriliyor. Ezber 3 kişiye dinlettiriliyor. Doğruysa ikinci 10 sayfaya geçiliyor. Aynı sistemle ikinci 10 sayfa da ezberlendikten sonra ilk 10 sayfayla birleştirilerek okunuyor ve 4 kişiye dinlettiriliyor. Böylece 20 sayfa ezberlenmiş oluyor.
Diyetisyene de gidildi
Hafıza teknikleri konusunda Uludağ Üniversitesi'ndeki hocalarından da yardım aldığını ifade eden Hatice Şahin, "Büşra için diyetisyene bile gittim. Başarı için dengeli beslenmek şart, bunu da uygulayarak gördüm." dedi. Hatice hoca, dini terminolojide 'kaylule' denilen öğle uykusunun da ne kadar faydalı olduğunu bizzat uygulayarak yaşadıklarını ifade etti.
Günlük program
Sabah 05.00'te bir önceki gün yaptığı ezberi hocasına dinletiyor. Daha sonra yeni ezberleyeceği bölüme başlanıyor. Öğle uykusuna kadar 3 saat 45 dakikalık bir çalışma yapılıyor. 1 saatlik uykudan sonra tekrar çalışmaya geçiliyor. Akşam tekrarına kadar 4,5 saatlik bir çalışma yapılıyor. Daha sonra günlük tekrarını yapıp yatıyor. Bir sonraki günde bu silsile devam ediyor.
zaman
http://www.haber10.com/haber/81671/
 

NE İŞİN VAR SENİN
admin tarih 27.08.2007, 13:36 (UTC)
 İBRAHİM TATLISES'İN ŞANSI YOK GİBİ......
İbrahim'e "Ne işin var senin Genç Parti'de?" diye sordum. "Sen ne anlarsın siyasetten?" dedi ve ekledi "Peki sen koskoca Osman Yağmurdereli utanmıyor musun 8. sıradan aday olmaya?" Ben ona şöyle cevap verdim. "Benim seçilmem garanti. Sonra sen bana 'Sayın vekilim' ben sana 'İbo' diyeceğim." Şaka bir yana, İbrahim Urfa'dan bağımsız katılsa kazanabilirdi şimdi seçilme şansı yok gibi.
AKP İstanbul milletvekili adayı yapımcı Osman Yağmurdereli: "CHP dışında bütün partilerden teklif geldi. AKP'yi halkın partisi olduğu için seçtim. İbrahim seçime Urfa'dan bağımsız girseydi şansı olurdu" '..
Trabzon'un en zengin ailelerinden birinin kızıyla, entelektüel bir ailenin memur oğlu evlenir ve üç çocukları olur. Baba eşinin babasının evinde yaşadığı için ilk iki çocuğuna isim koyulmasına ses çıkarmaz. Sıra üçüncü çocuğa geldiğinde, genç memur büyümüş, kendi yerel gazetesini, matbaasını kurmuş, Demokrat Parti'de siyaset yapan ünlü bir isim olmuştur. Böylelikle oğlunun ismine kendi karar verir "Osman olsun" der. Bugünkü Pazartesi Sohbeti konuğum sanatçı Osman Yağmurdereli. Aslında onun sıfatı çok. Şarkıcı, oyuncu, yapımcı, müzik öğretmeni, sanat dünyasının Osman Abi'si. Şimdi ise çiçeği burnunda milletvekili adayı. Peki hangi partiden? AKP'den. Şaşıranınız varsa açıklayalım. Osman Yağmurdereli AKP'ye katıldığı için çevresinden aldığı tepkileri zaten gizlemiyor. "Sevdiklerim, dostlarım, beni sevenler önce şaşırdı. Kimisi anlatınca, durdu düşündü ve hak verdi. Kimisi ise pek tasvip etmedi ama karşı da çıkmadı." Yağmurdereli kocaman bir kahkahayla sözlerine devam ediyor. "Şimdi beni yakından takip ediyorlar." Çok yakın zamanda hakkında "Bağırsak kanseri oldu, ölüyor" haberleri çıkan Yağmurdereli ile hastalığını, AKP'yi ve siyasette hedeflediklerini Kemerburgaz'daki evinde konuştuk.
* Siyaset merakı babadan herhalde.
- Eh biraz öyle. Babamın siyasi çalışmalarına annem de katılırdı. Babam CHP'li aile geleneğini bozan bir damattı. 7 yaşında 27 Mayıs'ı yaşadım. Babamı alıp götürdüler. Salıverdiklerinde ise kapımızda her gün işe götürmek için iki Jandarma beklerdi. Bir dönem ANAP'ta oldum ama Nesrin Nas başkan olunca istifa ettim.
* Babanız bağırsak kanserinden vefat etmiş.
- Babamla aramızda acayip bir ilişki vardı. Biz baba-oğul değil, iki dosttuk. 65 yaşında bağırsak kanseri oldu, o güne kadar diş çektirmişliği bile yoktu. Doktorlar yurtdışına bile götürmeyin ölecek dediklerinde, biz İngiltere'ye gittik. Orada da umut yok dediler. Döndük. Hastalığı boyunca, Maksim'de sabah saat dörde kadar sahne almama rağmen, her sabah yedi uçağıyla babama Ankara'ya giderdim. Bir kez rahmetli Cemal Ulusoy'un cenazesine katılacağım diye gitmedim o zaman babamı kaybettik.
* Erkek için zordur baba kaybı...
-Fırladım arabayla yola ağırlaştığının haberini alınca ama yetişemedim. Sonra odada onunla yalnız kaldım, öptüm yüzünü, alnını, vedalaştım. Gözümün önünde eridi gitti diye düşündüm.
* Peki siz kanser olduğunuzu öğrenince, aklınıza geldi mi babanız?
-Gelmez mi? Önce onu andım. Çok konuştuk babamla hastalık hakkında. Geceleri sadece onunla dertleştim (ağlıyor).
* Siz de mi bağırsak kanserisiniz?
-Bağırsakta vardı ama asıl karaciğere yayılmıştı. Doktor arkadaşım ağlayarak yanıma geldiğinde "Tamam bittik, buraya kadarmış" dedim. Sonra Süalp Tansan ile tanıştım. O bana sizi hasta olarak kabul etmek bir doktor için risk çünkü başarısız olursam, tüm Türkiye'nin sevdiği birinin benim yüzünden öldüğü düşünülecek. Ama bana yardım ederseniz bunu yeneriz dedi. Bir yıldır savaşıyoruz. Geçenlerde yine batında bir şeyler gördü 3-4 kez daha kemoterapiye gireceğim.
* Saçlarınız dökülmemiş.
-Dökülmedi. İnanır mısın? Saçlarım dökülmedi diye "Kanser değil yalan söylüyor" dediler. İğrenç bir şey. Hiç unutmam ilk kemoterapiden döndüğüm zaman eve geceyi sabah ettim. Hiç uyumadım. Hep bahçemdeki ağaçlara baktım, onlarla konuştum. Siz ne şanslı canlılarsınız, 100 yıl yaşıyorsunuz" diye. Kimse benim ne yaşadığımı bilemez tabii (ağlıyor). Sonra "Durun yapacak daha çok işim var" dedim.
* Siyaset de öyle mi çıktı?
-Aslında hep aklımda vardı ama bunun da etkisi oldu. CHP dışında bütün partilerden teklif aldım. AKP'yi, Cumhurbaşkanlığı sürecinde haksızlık yapıldığını düşündüğüm için seçtim. Rahmetli Atatürk bugün kalkıp CHP'nin halini görse gerisin geriye yatardı. Örneğin İlhan Kesici için üzüldüm.
* Ya AKP'yi görseydi?
-"Böyle bir parti varmış, halkın istediğini yapan, demokratik" derdi.
* Şaka ediyorsunuz herhalde.
-Hayır. Biri halkın, diğeri devletin partisi. Niye türban sorununu bugüne kadar çözmedi diyorlar. AKP 361 katılımla Cumhurbaşkanı'nı bile seçemedi. Zannetti ki her şey demokratik yollardan yürüyecek. Ben biraz da Genelkurmay'ın emuhtırasından rahatsız olduğum için siyasete girdim ve AKP'ye geçtim.
* Siz aslında daha çok MHP çizgisindesiniz. Gençliğinizde solcularla kavgalarınız varmış, hatta bacaklarınız bıçak yaralarıyla doluymuş.
-Doğru ama bugün yapılanları beğenmiyorum. Bir devlet adamı urgan atar mı meydanlara?
* Peki ya Uzan ve Genç Parti?
-Bu devlet Uzan'ın bankası için 9 katrilyon ödedi. Kimin ne vaat vermeye hakkı var. Uzan'ı tanırım. Çok akıllı, kültürlü, hırslı biridir. İdealleri için hiçbir engel tanımaz.
Balçiçek Pamir / Sabah
http://www.haber10.com/haber/81768/
 

<-Geri

 1  2  3  4  5  6  7 Devam -> 
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol